Sürüyü uçuruma süren çoban...

Sürüyü uçuruma süren çoban...

Duvarlara sprey boyalarla sloganlar yazıyorlar.

“Tek yol devrim!”

“Faşizme geçit yok!”

Aynı 12 Eylül öncesinde milletin birbirine kırdırıldığı zamanlardaki gibi.

Ne demek istiyorlar ya da ne yapmaya çalışıyorlar?

12 Eylül öncesinde milletin birbirine kırdırıldığı zamanları yeniden hortlatmak istiyorlar.

Kimdi o zamanlarda bu oyunları kurgulayıp halkı birbirine kırdıranlar?

Amerika’da eğitilen subaylar, devlet yetkilileri, politikacılar. Bunların en etkililerinden biri de tabi ki “Çoban” lakaplı olanı.

“Ayaklanın! Sokaklara inip ortalığı karıştırın! Huzursuzluk çıkarın!” demek mi vatanseverlik daha doğrusu insanseverlik yoksa “Sağ, sol diye bir şey yok. Niye birbirimize düşelim? Hepimiz bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşlarıyız!” demek mi?

12 Eylül öncesinde siyasi liderlerin bir tanesi bile bunu söyledi mi?

Söylemedi!

Ne yaptılar!

Numaradan sağcı, solcu, dindar vs oldular, halkı da böyle bir ayrışmanın içine sokup birbirine kırdırdılar.

Şimdi ne yapıyor sürüyü uçuruma süren tecrübeli çoban?

Gazetenin manşetten verdiği haberde çıkmış şöyle açıklama yapıyor:

“Süleyman Demirel’den İşçi Partisi Övgüsü: Aldıkları Oy Ne Kadar? Ama Öyle İşler Yapıyorlar ki Türkiye’yi Ayağa Kaldırıyorlar!

Hep Baykal’dan yakınırdı CHP’liler. Partiyi küçük tutuyor derlerdi. Partinin küçük ya da büyük olması önemli değil ki. Ne yaptığı önemli. Yaptığı şeye inanması önemli. Bakın mesela İşçi Partisi’ne. Aldıkları oy ne kadar? Yüzde bir, yüzde iki. Ama öyle işler yapıyorlar ki Türkiye’yi ayağa kaldırıyorlar. Demek ki mesele kantite değil kalite. Nicelik değil nitelik.”

Ne demek istiyor?

Şunu demek istiyor:

“Bakın, biz zamanında milleti sağcı, solcu diye bölüp ne güzel birbirine kırdırdık. Görevimizi hakkıyla yerine getirdik. Siz görevinizi savsaklıyorsunuz! Bu iş öyle olmaz!. Partinizin, ideolojinizin adını ne koyarsanız koyun, görevinizi iyi yapın. Bu görev, yabancı efendilerimizin dünyanın başka ülkelerinde de yaptığı gibi, ülke insanlarının kafasını karıştırıp geçmişi unutturmak; iyi bir gelecek oluşturmak için çalışmak yerine uydurma ideolojilere, gruplara, saflara ayırıp birbirine düşürmek.”

Şimdi ben açıkça söylüyorum:

Sağ-Sol diye bir şey yok.

Alevi-Sünni diye bir şey yok!

Bir ırkın bir ırka üstünlüğü diye bir şey yok!

Gelişmiş bir ülke mi istiyoruz?

Bakın o zaman Almanya’ya.

Sokakta herkes her dili konuşuyor. Her miletten, her ırktan, her dilden, her kültürden insan var. Çok kültürlülük o ülkenin zenginliği. Üstelik bu devlet politikası. Orada oturma, çalışma müsadesi olan herkes Alman vatandaşı olsun, olmasın aynı haklara sahip. Aynı eğitimi alıyorlar, aynı sosyal haklardan yararlanıyorlar. Eskiden yabancı düşmanlığı vardı, şimdi o da yok. Daha elli sene önce ırkçı diye bilinen Almanlar’da ırkçılıktan eser kalmamış.

Neden Alman devleti bunu yaptı?

Çünkü büyük devlet olmak için her türlü farklılığı hoşgörüyle kabullenip toplumu, kültürü bunlarla zenginleştirmek gerekiyor.

Bir tek Almanya mı?

Amerika da aynı.

İngiltere de aynı.

Peki biz niye Osmanlı, Selçuklu dönemlerinde oluşturulan çok dilli, çok milletli, çok inançlı zengin kültür geçmişimizi unutup hâlâ ırkçılaşmaya çalışıyoruz? Almanlar milli marşlarından “Deutschland, Deutschland, über alles!” yani “Almanya! Almanya! Sen her şeyin üstündensin!” dizelerini çıkarıyor, kimse ayağa kalkmıyor. Almanya’da çarşılar, caddeler Türk dönercilerinin Türkçe tabelalarıyla dolu. Bir tek Türk değil, diğerleri de var. Ve Alman devleti öyle güzel bir politika uygulamış ki, Almanlar çok kısa bir zamanda bunları kendi kültürel zenginlikleri olarak görüp kabullenmişler ve asıl büyüklüğün hoşgörü ve çok kültürlülük olduğunu anlamışlar.

Öyleyse biz de geçmişi iyi inceleyelim. Şiddeti değil barışı, kardeşliği, höşgörüyü hedefleyen ve bunu açıkça belirtenlerle beraber olalım. Düşmanımız kin, nefret, ırkçılık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük, cahillik olsun.

Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Gizlilik Bildirimi
Gizlilik Bildirimi

Kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Çerez kullanımına izin vermek için lütfen tıklayın.